İtalya denildiğinde genelde akla daha çok bilinen Roma, Floransa gibi şehirler gelir. Ben bu yazımda İtalya’nın gizli kalmış köşesi Trentino-Alto Adige’den bahsedeceğim. İtalya’nın 20 özerk bölgesinden biri olan Trentino-Alto Adige, ülkenin kuzeyinde Avusturya sınırında yer alıyor. Bölge, kendi içinde de iki alt bölumden oluşuyor: Trentino daha çok İtalyan kimliğini taşırken, Alto Adige’de Avusturya karakteri baskın. Gezimiz sırasında bir bölümden diğerine geçtiğimizi, tüm bölgede çift dilde hazırlanmış yol işaretlerinde Almanca ya da İtalyanca’nın üst sırayı almasından anlıyoruz.
Ulaşım
Bölge içinde; Bressanone, Bolzano, Merano, Chiusa, Vipiteno ve Verona yerleşimlerini barındırıyor Türk Hava Yolları’nın direkt uçuşuyla Bolonya’ya hareket ediyoruz. Bolonya’dan, bölgedeki şehirlerin arasında ulaşımımızı sağlayacak olan aracımıza binerek gezmeye başlıyoruz.
Ne zaman gitmeli?
Blogumu açtığımda, geçmiş yakın seyahatlerimi fırsat buldukça yazmaya karar vermiştim çünkü kaybolmadan kayda geçmelerini istiyorum. Bu kararıma uyarak üşenmedim, notlarımla fotoğraflarımı buldum ve işte sizlerle paylaşıyorum. Benim gidişim 14-17 Aralık tarihlerindeydi. Bu zamanı seçmekteki amaç ise yağan karın bembeyaz örtüsü altından parlayan muhteşem yılbaşı ışıklarını ve benzersiz Noel pazarlarını görebilmekti.
1.gün
Sabah uçuşu ile gelmenin getirdiği avantajı kullanarak hemen gezmeye koyuluyoruz. İlk durağımız 111.000 nüfuslu Trento kenti, bölgenin başkenti. Hareketli Via Belenzani’de yürüyoruz. İkibin yıllık Tridentum’un kalıntılarını görüyoruz ve tarihi “Duomo” yu geziyoruz.
Scrigno del Duomo
Öğle yemeğini Scrigno del Duomo’da yiyoruz. Şarabımız bölgenin yerel Nosiola üzümünden yapılmış Pojer e Sandri isimli üreticinin keyifli üretimi. Yanında el yapımı makarna yiyorum; taze ve çok lezzetli. Tatlı olarak da gezideki ilk “Apfelstrudel” imizi tadıyorum. Apfelstrudel ünlü bir Avusturya tatlısı ve biz İtalya’dayız, ancak bölge Avusturya sınırında olduğundan bol bol karşımıza çıkacak. Bu, içinde bulunduğumuz bölgenin kültür zenginliğinin bir örneği.
Vineyard Elisabetta Foradori
Buradan Elisabetta Foradori isimli şarap üreticisinin bağlarına gidiyoruz ve şarap tadımı yapıyoruz. İlk defa karlar altında kalmış üzüm bağı görüyorum.
Hotel Elephant
Günün sonunda dinlenmeyi fazlasıyla hak etmiş olarak otelimize geliyoruz. Hotel Elephant, Bressanone’de -Almanca’da Brixen; dolayısıyla iki isimle de karşılaşıyoruz- yer alan ve 1773’ten beri otel olarak işletilen özel bir yer. 1500’lerde inşa edilmiş olan çok şık tarihi bir binada yer alıyor. Detaya gösterilen özeni ve emeği otelin her köşesinde hissetmek mümkün.
Grubumuz için özel olarak hazırlanmış olan menümüzle harika bir akşam yemeği yiyoruz. Şarabımız, 1629 senesinden beri bağcılıkla uğraşan Mayr-Unterganzer ailesinin Lagrein üzümünden ürettiği keyifli bir şişe. Restoranda lezzet, kalite, ambiyans ve servis çok üst seviyede. Tüm gezi boyunca açık ara en iyi yeme&içme deneyimim böylece gerçekleşmiş oluyor.
2. gün
Merano
Alto Adige bölgesinin bir diğer önemli kenti Merano’ya geliyoruz. Kentin sokaklarında gezip, Noel pazarını keşfediyoruz. Brezel -Almanya ve Avusturya’da yaygın olan, üzeri kaba tuz parçalarıyla süslenen bir çeşit simit- yeme fırsatını tabii ki kaçırmıyorum. Bildiğimiz kavanozu kullanarak yaptıkları ve sokaklarda yerlere koydukları yılbaşı süslerini kimsenin almaması ve böylece herkesin tadını çıkarabilmesi ne güzel!
Bolzano
Sonraki durağımız Bolzano. Tarihi Gotik Katedrali geziyoruz.
Daha sonra Castel Roncolo’ya gidiyoruz; içinde ve karla kaplı bahçesinde dolaşıyoruz.
İtalya’nın Po’dan sonra ikinci en uzun nehri olan Adige, kentin içinden güzellik katarak geçiyor.
Chiusa
Bolzano’dan Chiusa’ya geçiyoruz. Bu sevimli kasabanın sokaklarında yürüyüp, akşam Noel pazarının keyfini çıkarıyoruz.
3.gün
Hofburg Saray ve Müzesi
Kahvaltıdan sonra kalmakta olduğumuz Bressanone’deki Hofburg Sarayı ve Müzesi’ni geziyoruz. Bölgenin en büyüğü olan müzede, Orta Çağ ve Rönesans dönemine ait birçok eserle birlikte çağdaş sanat sergisini de görüyoruz.
Vipiteno
Ardından Vipiteno kasabasına gidiyoruz. Kasabanın Noel pazarını gezip öğlen yemeğinde sosisli sandviç ve biranın tadını çıkarıyoruz; masanın üzerindeki güzel yerel örtüye dikkatinizi çekerim!
Noel pazarındaki atlı karınca, içimdeki çocuğu ortaya çıkarıyor!
Kasaba bizi sürpriz bir canlı müzik dinletisiyle uğurluyor.
Kloster Neustift
Bir sonraki durağımız Neustift Manastırı. 12.yüzyıldan kalma manastırı ve kilisesini geziyoruz.
Abbazia di Novacella
Ardından kendi üretimleri olan Abbazia di Novacella şaraplarını tadıyoruz. Benim favorilerim, Sylvaner ve Gewürztraminer oluyor.
Soliman’s Dream
Akşam otelimizin olduğu Bressanone’ye dönerek “Soliman’s Dream” ses ve ışık gösterisini izliyoruz. Daha önce gezmiş olduğumuz Hofburg Sarayı’nın avlusunda yapılan bu harika gösteri bizi bir masal alemine götürüyor. Tarihi kayıtlara göre Soliman (Süleyman) isimli Asya fili, 1540’ta Kral Maximilian II için buraya getirilmiş. Bölgenin maskotu haline gelen fil, 1553’e dek burada yaşamış. İşte gösteride de bu ilginç hikaye anlatılıyor. Açıkhavada olduğumuz için çok üşümemiz dışında çok keyif alıyoruz.
4.gün
Kahvaltıdan sonra otelimizden ayrılarak Verona’ya hareket ediyoruz. Küçük ve derli toplu bir şehir olan Verona’yı yürüyerek dolaşıyoruz. Öncekilere göre fazlasıyla kalabalık olan Noel pazarını hızlıca geziyoruz.
Meydanda bir festivale denk geliyoruz ve Noel Baba kıyafeti giymiş katılımcılarla dans edip eğlenerek Verona!ya veda ediyoruz.
Dönüş için Bolonya Havalimanı’na hareket ediyoruz. Havalimanından, sadece Noel zamanı yapılan ve çok sevdiğim Panettone ekmeğinden alıyorum.
Trentino-Alto Adige seyahatini, İtalya ve Avusturya’nın ilginç bir harmanı olan çok renkli ve orijinal bir bölge olarak hafızama kazıyarak ve bu harika program için Lokal Tours’a teşekkür ederek dönüyorum.
No Comments